HAK-İŞ Konfederasyonu üyesi yaklaşık 40 sendikacı, hakkında mahpus ve siyasi yasak kararı verilen İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na takviye ziyaretinde bulundu.
Konuklarını Saraçhane’deki İBB Meclisi’nde ağırlayan İmamoğlu, siyasi iktidarın bazen yargı, bazen müfettiş, bazen de savcılar eliyle bir yanlışın içinde olduğuna vurgu yaptı. “Dilerim, temenni ederim; geri dönsünler” diyen İmamoğlu, “Siyaseten bana sağladığı menfaatin de gramını istemiyorum. Ben, mertçe çabayı seviyorum. ‘Buradan elde ettiğim avantajla öne geçeyim’ diye bir arzum, talebim yok.
Ben; becerimle, ortaya koyacağım emeğimle, işimle çabayı yapmayı isterim. Bu türlü bir uğraşta, o denli bir hoş yarışta da kim kazanırsa ona da hürmet duyulur zaten” biçiminde konuştu.
Hak Emekçi Sendikaları (HAK-İŞ) Konfederasyonu üyesi yaklaşık 40 sendikacı, hakkında mahpus ve siyasi yasak kararı verilen, farklı münasebetlerle soruşturmalara maruz bırakılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’na dayanak ziyaretinde bulundu. İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde bulunan Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen buluşmayı, Hak-İş Disiplin Konseyi Lideri ve Öz Güven-Sen Sendikası Genel Lideri Ömer Yılmaz yönetti.
“VERİLEN CEZALAR MİLLETİN VİCDANINDA KABUL GÖRMEDİ”
Toplandıkları İBB yerleşkesinin hem çalışanların hem de İstanbulluların konutu olduğunu belirten İmamoğlu, “İnsanlar; eşitliğin, adaletin olmadığı yerde huzur bulamaz. Adalet, devletin temelidir. Hatta ‘dinidir’ der Hazreti Ali. Çok kıymetli. Hava, su üzere bir şey. Adil olmayan bir ortamda, hiç kimsenin huzuru bulması mümkün değil” dedi. Türkiye’nin adalet konusunda hiçbir yoksulluk yaşanmamasını dilediğini aktaran İmamoğlu, “Yönetme biçimi bakımından insanlarımız, kendisini yönetecek insanları seçerler. Beğenmediği vakit yollarlar. Beğendiği vakit devam ettirirler. Ya da yeni birisini seçerler. Bu boyutuyla hareket etmek lazım. Bunun ‘A şahsına yapılırsa hakikat, B bireyine yapılırsa yanlış’ diye bir anlayışı da olamaz. Kime yapılırsa yapılsın, yanlış yanlıştır” diye konuştu. Son süreçte kendisiyle ilgili verilen alınan kararın ve hakkında başlatılan soruşturmaların milletin vicdanında kabul görmediğini bildiğini vurgulayan İmamoğlu, “Bizim için temel olan da budur. Lakin bu türlü de olsun istemiyoruz. Adaletin bize her vakit hakikat istikameti göstermesini istek ediyoruz. Bu bakımdan umuyorum ki, ulusal iradenin ziyan görmediği bir biçimde sonuçlansın. Ve bu yanlıştan geri dönülsün. Dileğimiz budur” tabirlerini kullandı.
“İYİ BİR İMTİHAN VERDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM”
Sendikaların değerli ve emeğin de kutsal olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Buradaki istişare hukukunu, buradaki gereksinimleri belirleme ve ona nazaran sürecin belirlenmesi konusundaki ortak akıl masasını da önemsiyoruz. Bu vakte kadar da bu hususta düzgün olan bir imtihan verdiğimizi düşünüyorum” biçiminde konuştu. İnsanlarının huzurunun “paylaşarak” ve “bölüşerek” büyüyeceğine dikkat çeken İmamoğlu, “Sağlıklı bir bölüşme ve paylaşma olmadığı vakit, orada bir ekonomik refahtan bahsedemeyiz. O bakımdan bütün bu temel hisler üzerinden sendikacılığın da daha uygun günlere erişmesini diliyorum. Ne hoş hususlar bunlar: Hak, hukuk, özgürlük, eşitlik, adalet, paylaşmak, bölüşmek, nimetin kutsallığı, o nimetin birebir vakitte bütün toprak sahip olan 86 milyon insan tarafından özgün bir biçimde paylaşılması… Memleketimizi konutumuz üzere görüyorum. Bir konutun hissedarı, o konutun bireyleridir. Bu memleketin de hissedarı, 86 milyon insanımızdır. Hiçbir pay sahibi, bir diğerinden daha fazla pay hakkına sahip değildir” dedi.
“İBB LİDERİ OLARAK, BÜTÜN HEMŞEHRİLERİMDEN BİR GRAM FAZLA HAKKIM YOK KENTLE ALAKALI”
“Mutlu yuvalar, memnun bireyler inşa eder; oradan da hoşluklar çıkar” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Ayrışmak, uzaklaştırmak, çarpıştırmak, arbede ettirmek, okunamayacak, ölçülemeyecek şeyleri okumaya uğraş etmek, ölçmeye çaba etmek; inanç üzere, milliyetçilik üzere. Bu çeşit konuların, siyasetin problemi olmaması gerektiğini düşünenlerdenim. O bakımdan inşallah bu faziletli vakit dilimine, daima bir arada erişiriz. Zira bunun faydalanacağı bireyler, nitekim bu ülkenin insanlardır. Bugün İBB Lideri olarak, benim buradaki bütün İstanbullu hemşehrilerimden bir gram fazla hakkım yoktur bu kentle alakalı. Hepinizle eşit hak sahibi birisiyim ben. Tek farkım; siz beni yetkilendirdiniz. ‘İstanbul’u siz yönetin. Misyonunuzun sonrasında da bakarız, doğruysa, yeterliyse, daha uygunu varsa ona devrederiz. Daha güzeli yoksa ya da ‘Senin daha uygun yaptığına inanıyoruz’ derseniz, devam ettiririz. Sorun bundan ibarettir.”
“UMARIM HİÇ KİMSE HUKUKSUZLUĞU, ADALETSİZLİĞİ YAŞAMASIN”
Siyasi iktidarın bazen yargı, bazen müfettiş, bazen de savcılar eliyle bir yanlışın içinde olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Dilerim, temenni ederim; geri dönsünler. Siyaseten bana sağladığı menfaatin de gramını istemiyorum. Ben, mertçe çabayı seviyorum. Yani ‘Buradan elde ettiğim avantajla öne geçeyim’ diye bir arzum, talebim yok. Ben; becerimle, ortaya koyacağım emeğimle, işimle çabayı yapmayı isterim. Bu türlü bir gayrette, o denli bir hoş yarışta da kim kazanırsa ona da hürmet duyulur zati. Hasebiyle zati yaptığımız gayret bu. Siyaset meslek de değil ayrıyeten. Allah ne kadar nasip ederse. Bu kadar kolay. Ziyaretiniz benim için çok değerliydi. Teşekkür ediyorum. Hepinizden Allah razı olsun. Umarım hiç kimse de hukuksuzluğu, adaletsizliği yaşamasın” diye konuştu.
YILMAZ: “SANDIKLA GELEN, SANDIKLA GİDER”
Hak-İş Disiplin Heyeti Lideri ve Öz Güven-Sen Sendikası Genel Lideri Yılmaz da konuşmasında İmamoğlu’na verilen cezaya reaksiyon gösterdi. “Demokrasiyle gelen demokrasiyle sarfiyat, sandıkla gelen sandıkla masraf. Bu düşüncedeyiz” diyen Yılmaz, şunları söyledi:
“Onun için Başkan’ıma geçmiş olsun diyoruz. Ayrıyeten yeni umreden geldi. Onun için de Allah kabul etsin. Büyükşehir Belediye Başkanı’mızın muvaffakiyetlerinin devamını diliyoruz. Dört yıla yaklaştık burada örgütlenme devrinde. Çabucak çabucak sendikalarımızın hepsinde birinci periyodu tamamladık, ikinci periyoda yeni kontrata başladık. Onun için Sayın Liderim, burada Yiğit Bey’e, Ali Bey’e, Erkut ağabeye, -ben abi diyorum hocamız olduğu için- İSTGÜVEN’in Genel Müdürü’ne, bu türlü bir bürokrat atandığınız için size, çok teşekkür ediyorum. İnanın -biraz övgü üzere olacak ama- kaliteleri yüksek. Bu da sizin bu insanlara verdiğiniz bedeli gösteriyor. Arkadaşlarla bir ortaya geldiğimizde hürmette birbirimize kusur etmedik. Bizleri en yeterli halde ağırladılar. En yeterli halde de mukavele yaptık. Bundan sonra ikinci devirde de inşallah bu uğraşları bekliyoruz. Ayrıyeten Mahmut Bey’in çok selamı var. Bir öteki programı vardı. Ondan ötürü da gelemedi. Özür diledi. ‘Benim adıma Başkan’ıma çok selam söyle’ dedi. Allah sizlerden razı olsun. Her vakit bu süreçte yalnızlaştırmadınız bizi, öteleştirmediniz. Personeller ismine inanın çok mutluyuz. Personeller de şad. Onun için de ayrıyeten teşekkür ediyorum.
RİZELİ SENDİKACI HANÇERLİOĞLU’NDAN ENTERESAN BENZETME: “KENDİ KENDİLERİNE VURUYORLAR LAKİN FARKINDA DEĞİLLER”
Toplantıda görüşlerini beyan eden sendikacılardan biri de Öz Besin İş Genel Lider Yardımcısı Tevfik Ali Hançerlioğlu oldu. Konuşmasının başında Rizeli olduğunu belirten Hançerlioğlu, şu sözleri kullandı:
“Her şey için çok teşekkür ediyoruz sizlere. Gerçekten siz bizim başımızdaki tabuları yıktınız. İkincisi; ‘Sizi bir bu türlü tanım et’ deseler, ‘Sayın Ekrem İmamoğlu kimdir, nasıl bir adamdır’ deseler, ben şöyle derim: Âlâ insan tahlili yapıyorum kendime nazaran. Derim ki örneğin; -çok özür dileyerek söylüyorum- ‘Ekrem İmamoğlu’nu vuracaksınız. Gittiniz, ‘Selamünaleyküm’ dediniz, ‘Merhaba’ dediniz, hiç konuşturmadan Ekrem İmamoğlu’nu vurdunuz, vurdunuz. Vuramadınız; silahınızı çekerseniz, kendi kendinizi vurursunuz. Birtakım kümeler, kendi kendilerine vuruyorlar lakin farkında değiller. Allah, yolunuzu açık eylesin. Burada diyecek hiçbir şeyimiz yok. Sahiden samimi olarak söylüyorum. Biz o birinci belediyenin değiştiği periyotta, burada çok şey değişeceğini düşünmüştük. Hem Halk Ekmek’in hem Hamidiye Su’yun Genel Müdürleri burada. Biz artık tabularımızı yıkıyoruz. Biz alışmıştık olağan genel müdürlere. Sizleri gördük, kaliteyi gördük, kıymetliyi gördük, prensipleri gördük, duruşu gördük, kişiliği gördük, bilgiyi, beceriyi gördük. Artık biz, ‘Böyle genel müdürler de var mı’ diye bakmaya başladık. Sonuçta insanız; araştırıyoruz, eleştiriyoruz, görüyoruz, çalışıyoruz bir de. Hem Konfederasyonum ismine hem de Öz-Gıda-İş Sendikası ismine canı gönülden sizlere teşekkür ediyorum.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
