İSTANBUL (İGFA) – Bizzat Muñoz’un rehberlik ettiği turlarda, katılımcılar, sanatçıyı daha yakından tanıma fırsatı bulurken ilk kez Pera Müzesi’nde ziyarete sunulan serginin üretim süreci ve eserler hakkında da ilk ağızdan bilgi edindiler. 

Sergiyi sanatçının rehberliğinde gezen ziyaretçiler arasında, 14-18 yaş aralığındaki Suna’nın Kızları Yaz Enstitüsü katılımcıları, Şanlıurfalı kız çocuklar ve Koç Okulu kız öğrencileri de vardı. Göbeklitepe ve Taş Tepeler’i konu alan fotoğraf çalışmalarını ilham veren buluşmalar kapsamında Muñoz’un kendisinden dinleyen kız çocuklar, bu önemli arkeolojik mirasın güncel sanattaki yansımalarını ilgiyle incelediler.

Çalışmalarında dünya üzerindeki benzersiz yaşam biçimlerini belgelemenin yanı sıra kültürel mirası da kayıt altına alıp geleceğe aktarma çabası sergileyen Isabel Muñoz, bu sergi için yaptığı arkeolojik çalışmaların kendisi için yeni bir deneyim olduğunu söylüyor. Dünyanın en eski kült alanı olabileceği düşünülen Göbeklitepe ve çevresinde, gizem, köken ve sonsuzlukla ilgili soruların peşinden giden İspanyol sanatçı, projenin kendisinde yarattığı heyecanı şu sözlerle ifade ediyor: “İspanya’da zengin bir Paleolitik sanat geleneğimiz var ama Göbeklitepe’de bana hitap eden manevi bir unsur buldum. Kendimi bu kadim kültüre dahil etmeye ve onu kendi tarzımda anlamaya çalıştım. Sahip oldukları yıldız bilgisinden ilham aldım ve görüntülerimi oluşturmak için doğal ışığa yakın bir aydınlatma kullandım.”

Farklı coğrafyalardan kültürlerin yaşam biçimlerini, ritüellerini ve geleneklerini gözleyen ve yeni hikâyelerin peşinden giden sanatçı, “Görsel aracın gücüne ve sanatın, yaşam ve güzellik de dahil olmak üzere pek çok şeyi anlatabileceğine inanıyorum. Fotoğrafçılığımın insanlara farklı şekillerde destek olabileceğini düşünmek bana büyük bir memnuniyet veriyor.” diyor.